Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyonun etkisi, konut fiyatlarına ve kiralarına da yansıdı. Büyük şehirler başta olmak üzere birçok ilde vatandaş, ev bulmakta zorlanıyor. Veriler de bu zorlukları doğruluyor.
Geçtiğimiz günlerde, Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Kasım ayında bir önceki aya göre %7,3 oranında azaldı; Ekim ayında 76,8 olan endeks, Kasım ayında 71,1 oldu.
Tüketici güven endeksinin 100’e yaklaşması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den uzaklaşması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor. Bu tablonun ardından Kasım ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte milyonlarca haneyi ilgilendiren Aralık ayı kira artış oranı da açıklandı.
TÜİK’in açıkladığı verilere göre tüketici fiyatları aylık bazda yüzde 3,51, yıllık bazda yüzde 21,31 yükseldi. 12 aylık ortalamalara göre ise yüzde 17,71’lik artış gerçekleşti.
Böylece vatandaşın, 1000 liralık kirası zam yapılması durumunda 1177 liraya, 2 bin liralık kirası ise 2354 liraya yükselecek. Uzmanlar, kiralardaki artışı nasıl yorumluyor?
“EV KRİZİNİ, FIRSATA ÇEVİRENLER VAR”
Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Başkanı Hakan Akdoğan, hayatın enflasyondan kaynaklı olarak pahalılaştığını, bu pahalılaşmanın emlak fiyatlarına doğrudan yansıdığını belirtti. Bu durumu fırsatçılığa çeviren kesimi eleştirerek sözlerine başlayan Akdoğan, “Genelleme yapmak doğru olmayabilir ancak krizi, fırsata çevirenlerin varlığı söz konusu. Bir apartmanda 20 kiracı var diyelim, ev sahiplerinin çoğu hayat pahalılığın farkında olsa da orta yolu bulabiliyor. İçlerinden biri fırsatçı, 3 bin liralık daireden 4 bin lira kira almak istiyor ve kiracıya diyor ki, ‘ister otur, ister çık.’ Kiracı bu durumda ne yapsın? Vatandaş tüketici haklarının farkında değilse veya taşınacak koşulları yoksa mecburen bu artışı kabul ediyor.” şeklinde konuştu.
İSTANBUL’DA EN PAHALI SEMTLER: BEŞİKTAŞ, SARIYER, KADIKÖY
Özellikle büyük şehirlerde konut krizi ortaya çıktığını kaydeden Akdoğan, İstanbul’dan örnek verdi. Beşiktaş, Sarıyer ve Kadıköy’ün en pahalı, Bağcılar ve Sultanbeyli’nin ise en ucuz semtler olduğunu söyleyen Akdoğan, pahalı semtlerde 1+1 evlerin kiralarının 4 ila 5 bin liradan başladığını, ucuz semtlerde ise bin 500 liraya ev bulunabileceğini anlattı.
2024’ten önce bu artışların durmasının mümkün olmadığını ifade eden Akdoğan, “2020-2021 yıllarında inşaat ruhsatı alanların sayısı arttı. Bu inşaatların yapım sürecini, bağımsız binalarda 12-15 ay, toplu konutlarda 36 ay gibi düşünelim. 2022’yi baz aldığımızda bu yeni üretilen konutların piyasaya arzını hesaplarsak, arz ve talebin 2024’ten önce dengelenmeyeceğini öngörebiliriz.” dedi.
2018 -2019 yılında arzın fazla, talebin az olduğunu ifade eden Akdoğan, pandeminin etkisiyle kamu bankalarının konut ve kredi kampanyalarına dikkat çekti. Tüketiciye çok iyi finansman sağlandığını, bu süreçte alımların ciddi şekilde arttığını söyledi. Bu hamlenin ekonomik koşullara uygun olmadığını düşünen Akdoğan, stoklara ve ham madde sıkıntısına dikkat çekti: “Pandemi şartlarından dolayı yaşanan enflasyon, ham maddenin temin edilmesi konusunda sıkıntıya yol açtı. Eldeki stoklar bitti, üretime ara verildi, talep arzın önüne geçmeye başladı. Pandemi kısıtlamalarında talep patlaması yaşandı.”
“BARINMA İHTİYAÇTIR, LÜKS TÜKETİM DEĞİL”
TÜGEM Başkanı Hakan Akdoğan, insanın en temel ihtiyaçlarından birinin barınma olduğunu, bu ihtiyacın lüks tüketim olmadığını kaydetti. Bu ihtiyacın kolay karşılanabilir olması gerektiğini aktaran Akdoğan, “Burda devreye Kiptaş, TOKİ gibi kurumların girmesi, özellikle dar gelirli grubun barınma ihtiyacını karşılayacak şekilde sosyal konutlar yapması gerekli.” şeklinde konuştu.
“KİRALAR ARTMASA YADIRGARDIM!”
Dünya Gazetesi ‘Eko-Analiz’ köşesi yazarı Alaattin Aktaş, Türkiye’deki emlak balonunun ortaya çıkışını, piyasalardaki hızlı artışa bağladı ve konut krizinin geçici olduğunu söyledi.
Aktaş, “Son dönemde her şeyin fiyatı bu kadar artmışken konut fiyatları artmazsa yadırgardım. İnsanlar krizi fırsat bilerek konut fiyatlarını artırıyor ancak bir şeyin fiyatının çok yüksek gösterilmesi, onun satışı olmadığı sürece bir anlam ifade etmez. Bir evin fiyatı, 1 milyon lira olarak belirlenmiştir, ama işlem görmüyorsa, yani o fiyata alınıp satılmıyorsa, kağıt üstünde kalır.” dedi.
Satın alma fiyatlarının bu hızla devam edeceğine ihtimal vermeyen Aktaş, kiralarda da anlamsız bir fiyat düzeyi olduğunu belirtti. 1+1 evlerin bile çok uçuk fiyatlardan kiralandığını aktaran Aktaş, “Türkiye’nin ekonomik tablosu saçma sapan bir halde. Kira fiyatları bunun bir yansıması… İnsanlar karınlarını bile doyuramıyor.” şeklinde konuştu.
Kaynak:
https://www.dunya.com/ekonomi/aralik-ayi-kira-zam-orani-belli-oldu-haberi-641707
https://betam.bahcesehir.edu.tr/wp-content/uploads/2021/08/KonutPiyasasiGorunumu2021M08.pdf