Çevre kaynaklı en büyük sağlık tehdidi olarak kabul edilen hava kirliliği, birçok hastalığın yanı sıra erken ölümlere de neden oluyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre; dünyada her yıl toplam 7 milyon insan, hava kirliliğinin yol açtığı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitiriyor. Türkiye’de de uzmanlar hava kirliliğinde önlenebilir ölümlerle ilgili uyarılarda bulunuyor. 2017-2019 yılları arasında hava kirliliğine atfedilen 30 yaş üzeri ölümlere dikkat çeken Namık Kemal Üniversitesi Halk Sağlığı Bölüm Başkanı Gamze Varol, hava kirliliğine bağlı olarak 2018 yılında gerçekleşen 45 bin 398 ölümün ve 2019 yılında 31 bin 476 ölümün gerekli önlemler alınmış olsa önleneceğini kaydetti.
Doçent Doktor Gamze Varol, uzun dönem hava kirliliğine maruz kalan milyonlarca insanın solunum, kalp damar sistemi hastalıkları, diyabet gibi kronik hastalıklar ve kanser ile mücadele etmek zorunda kaldığını belirtti. Partikül madde kirliliğine hem kısa hem de uzun vadede maruz kalmanın, Covid-19 enfeksiyon riskini de arttırdığına dikkat çeken Varol, hava kirliliğinden kaynaklı birçok ölümün gerçekleştiğini belirtti.
2016 yılında dünya genelinde dış ortam partiküllerinin neden olduğu ölüm sayısı 4 milyon 93 bini bulurken; Avrupa Parlamentosunun Çevre, Halk Sağlığı ve Gıda Güvenliği Komitesinin 2021 Hava Kirliliği Raporunda, ince partikül maddenin Avrupa’da her yıl yaklaşık 400 bin, dünya çapında 4 milyonun üzerinde erken ölüme neden olduğu belirtildi.

2016 yılında tüm dünyadaki ölümlerin yüzde 7,5’inin, dış ortam hava kirliliği nedeniyle gerçekleştiği tahmin edilirken; bu yüzdenin 4,1 milyon ölüme karşılık geldiği kaydediliyor. Alt solunum yolu enfeksiyonu kaynaklı ölümlerin yüzde 27,5’inden ve KOAH kaynaklı ölümlerin yüzde 26,8’inden de atmosferde bulunan partiküller sorumlu.
Doç. Dr. Gamze Varol, Türkiye’de hava kirliliğinin Dünya Sağlık Örgütü kılavuz değerine indirilmesi durumunda, 2018 yılında gerçekleşen 45 bin 398 ölümün ve 2019 yılında 31 bin 476 ölümün önlenebileceğine dikkat çekti.
Kara Raporu 2020 verilerine göre son 3 yılda en az 128 bin 668 kişi hava kirliliğine bağlı nedenlerden dolayı yaşamını yitirdi.

“İlk önce hava kirliliği ile mücadele etmeliyiz”
Çevrenin korunmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Varol; “Havaya salınan her kirlilik sağlık açısından risk oluşturuyor. Hava kirliliğine ilişkin gerekli tedbirlerin alınması ve politikaların uygulanması sonucu hava kirliliğinden kaynaklı hastalıklar ve ölümler önlenebilir. Covid-19 salgının ilk dönemlerinde alınan sıkı tedbirler, hava kirliliğinde azalmayı sağlamıştı. 2020 yılının Mart ayında Covid-19 önlemlerinin bazı illerde partikül madde kirliliğinin kısa süreli azalmasına etkisi olduğu görüldü. Ancak azalan taşıt trafiğine rağmen Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İzmir gibi sanayinin olduğu bölgelerde partikül maddelerinde artış olduğu gözlemlendi. Pandeminin ilk zamanlarındaki sıkı tedbirler sonucunda hava kirliliğinin azalması, hastalık ve ölümlerin nasıl önlenebileceği konusunda fikir vermekte. Öte yandan hava kirliliğinin yüksek olduğu bölgelerde vaka sayılarında artış yaşandığı gözlenmekte. Son araştırmalarda hava kirliliği yüksek olan bölgelerde covid-19 enfeksiyonuna yakalanma olasılığı daha yüksek. Kalp hastalıkları, astım, koah, covid-19 ile mücadele etmek istiyorsak, ilk önce hava kirliliği ile mücadele etmeliyiz”sözlerini kaydetti.