Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre, 2010 yılından 2021 yılının Aralık ayına kadar geçen süreçte, toplam 3 bin 908 kadın öldürüldü. Platforma göre tek çözüm: İstanbul Sözleşmesi

Kadın cinayetlerinin ve şüpheli kadın ölümlerinin her yıl artarak devam etmesi, İstanbul Sözleşmesinin önemini her geçen gün daha da artırıyor. Kadın cinayetlerine son vermek amacıyla 2010 yılında kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, kurulduğu yıldan itibaren kadın ölümlerine ait verileri, her ay düzenli olarak ayrıntılı şekilde raporluyor. 2010 yılından günümüze ait kadın ölümleri verilerinin sonucu ise içler acısı: 3 bin 908 

YALNIZCA 2011’DE DÜŞÜŞ YAŞANDI

Platform verilerine göre;  2010 yılında 180 kadın ölümü yaşanırken sırasıyla 2011’de 121, 2012’de 210, 2013’te 237, 2014’te 294, 2015’te 303, 2016’da da 328 kadın öldürüldü. Bu sonuçlara göre, kadın ölümlerinde yalnızca 2011 yılında düşüş yaşandığı gözlendi. 

2017 yılında ise daha geniş çaplı bir istatistik göze çarpıyor. 2017’de 409 kadın öldürülürken 332 kadına da cinsel şiddet uygulandığı belirtildi. Ayrıca o yıllarda 387 çocuğun da istismara uğradığı ortaya çıktı. 

Kadın cinayetleri verilerine döndüğümüzde 2018’de 440, 2019’da 474, 2020’de ise 300 kadın cinayeti işlendi. Ayrıca geçtiğimiz yıl, 171 kadının ölümü de şüpheli olarak kaldı. Bu sonuçlara göre 2010 yılından 2020 yılına kadar geçen 10 yıllık süreçte toplam 3 bin 467 kadın ölümü gerçekleşti. 

2021’DE EN ÇOK KADIN ÖLÜMÜ, AĞUSTOS AYINDA YAŞANDI

2021 yılına baktığımızda Aralık ayına kadar olan süreçte, kadın cinayetlerinin yanı sıra şüpheli kadın cinayetleri de gözler önüne serildi. Bu yıl, en yüksek kadın ölümü Ağustos ayında yaşandı. 2021 yılının ağustos ayında 31 kadın cinayeti işlenirken 21 kadının da ölümü şüpheli olarak karşımıza çıktı. Bu yıl kadın ölümlerinde en düşük sayı ise Nisan ayında yaşandı. Nisanda 16 kadın cinayeti, 14 de şüpheli kadın ölümü oldu. Bu doğrultuda, 2021 yılındaki kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri sayısını şu şekilde sıralayabiliriz:

Ocak ayında 23 kadın cinayeti 14 şüpheli kadın ölümü, 

Şubat ayında 28 kadın cinayeti 12 şüpheli kadın ölümü,  

Mart ayında 28 kadın cinayeti 19 şüpheli kadın ölümü, 

Nisan ayında 16 kadın cinayeti 14 şüpheli kadın ölümü, 

Mayıs ayında 17 kadın cinayeti 20 şüpheli kadın ölümü, 

Haziran ayında 18 kadın cinayeti 20 şüpheli kadın ölümü, 

Temmuz ayında 20 kadın cinayeti 12 şüpheli kadın ölümü, 

Ağustos ayında 31 kadın cinayeti 21 şüpheli kadın ölümü,  

Eylül ayında 26 kadın cinayeti 19 şüpheli kadın ölümü, 

Ekim ayında 18 kadın cinayeti 19 şüpheli kadın ölümü, 

Kasım ayında ise 25 kadın cinayeti 21 de şüpheli kadın ölümü yaşandı. 

KADIN CİNAYETLERİ, 2010’DAN BU YANA 4 BİNE YAKLAŞTI

Yukarıda belirtildiği gibi 2021 yılında da yine her ay onlarca kadın cinayeti işlendi, pek çoğunun da ölümü şüpheli kaldı. 2021’de Aralık ayı hariç toplam 250 kadın cinayeti olurken 191 de şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Bu yıl toplam 441 kadın öldürüldü.  Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre, 2010 yılından 2021 yılının aralık ayına kadar geçen süreçte, toplam 3 bin 908 kadın öldürüldü. 

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri Temsilcisi Dilber Sünnetçioğlu, her yıl artarak devam eden kadın cinayetlerinin nedenleri hakkında açıklamalarda bulundu. İstanbul Sözleşmesinin hayati önem taşıdığının altını çizen Sünnetçioğlu, kadınların yaşam kalitesini yükseltecek adımların atılması gerektiğini de dile getirdi. 

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesini kabul etmediklerini bildiren Dilber Sünnetçioğlu, “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak 2010 yılından beri kadın cinayetlerine ait verileri raporluyor ve her ay ayrıntılı olarak açıklıyoruz. Ne yazık ki uygulanan politikalar neticesinde kadın cinayetlerinde artış gözlemliyoruz. Sadece 2011 yılında azalma olmuştur. Nedeni İstanbul Sözleşmesinin o yıl imzalanmasıdır. Buradan sözleşmenin ne kadar hayati önemi olduğunu anlayabiliriz. Bizler sözleşmenin etkin biçimde uygulanması için mücadele verirken imzanın geri çekilmesini kabul edemeyiz” diye konuştu. 

“SON YILLARDA ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMLERİNDE ARTIŞ OLMUŞTUR”

Şüpheli kadın ölümlerinde yaşanan artıştan da söz eden Sünnetçioğlu, 2020 yılında 171 şüpheli kadın ölümü tespit edildiğini söyledi. Şüpheli kadın ölümlerinin etkin bir soruşturma sonucunda aydınlatılması gerektiğine de vurgu yapan Sünnetçioğlu, “Son yıllarda şüpheli kadın ölümlerinde de artış olmuştur. 2020 yılında, 300 kadın cinayeti işlenmiş 171 de şüpheli kadın ölümü tespit edilmiştir. Tabii ki bunlar, bizim gerek sosyal medyadan gerekse de ailelerin bize bildirmesi ile ulaşabildiğimiz rakamlar. Aslında bunlardan rakam diye bahsediyoruz ama hepsi birer can. Şüpheli kadın ölümleri, etkin bir soruşturma ve kovuşturma neticesi ile aydınlatılarak doğal bir ölüm mü yoksa cezadan kurtulabilme amaçlı intihar süsü verilerek işlenen kadın cinayeti mi olduğu tespit edilebilir. Kadın cinayeti olanlar da ilave edildiği zaman kadın cinayetlerindeki artışı görebiliyoruz” ifadelerini kullandı. 

“İMZANIN ÇEKİLMESİ, ERKEKLERİ CESARETLENDİRDİ”

Kadın cinayetlerinin artmasının nedenlerine de değinen platform temsilcisi Sünnetçioğlu, “Kadın cinayetleri politiktir. Temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği vardır. Bir cinsiyet üzerine egemenlik-eşitsizlik sistemi inşa edilmiştir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ait söylemler, bunun meşrulaştırılmaya çalışılması, kadın düşmanı politikalar, kadın cinayetlerinin kadına yönelik şiddetin nedenlerindendir. İstanbul Sözleşmesinden imzanın çekilmesi, erkekleri cesaretlendirdi. Adeta onların sırtlarını sıvazladı. Kadınlar boşanmak, çalışmak, okumak istediği için, sosyal medya kullandığı için yani kendi hayatları hakkında karar vermek istedikleri için öldürülüyorlar. Cinsel saldırıya uğruyorlar. Hatta son zamanlarda kolay öldürülebilir görüldükleri için hiç tanımadığı erkekler tarafından öldürülen kadın kardeşlerimiz de oldu. Cinayetler daha vahşice işlendi. Vücut bütünlükleri bozularak, yakılarak, üstlerine beton dökülerek öldürüldüler” şeklinde konuştu. 

“KADIN ERKEK ARASINDAKİ EŞİTSİZLİĞİ YOK ETTİKÇE ŞİDDET AZALIR”

Kadın cinayetlerinin nasıl önleneceği konusunda da açıklamalarda bulunan Dilber Sünnetçioğlu, “Kadın cinayetleri durdurulabilir. 6284 Sayılı Kanun etkin biçimde uygulanırsa, İstanbul Sözleşmesi tekrar imzalanır, şartları yerine getirilirse kadın cinayetleri durur. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin kabul edilmesi, bunun hükümet yetkilileri tarafından dile getirilmesi gerekir. Kadın erkek arasındaki eşitsizliği yok ettikçe şiddet azalır. Cinsiyetçi politikalar derhal bırakılmalı, kadınların yaşam kalitesini yükseltecek adımlar atılmalı. Bu bir zorunluluktur. Üstü kapatılan faillere gereksiz yere verilen indirimler, kadına karşı şiddeti ve kadın cinayetlerini arttırır. Kadınlar en çok güvenli denen evlerinde, en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürüldüler. 2020 yılında öldürülen 300 kadının yüzde 60’ı evlerinde, yüzde 32’si evli olduğu erkek,  yüzde 18’i birlikte olduğu erkek,  yüzde 13’ü tanıdık,  yüzde 7’si eskiden evli olduğu erkek, yüzde 6’sı oğlu,  yüzde 5’i de babası tarafından öldürüldü” diye görüş belirtti.  

“EŞİTLİĞİ SAĞLAMANIN YOLU, TÜM EŞİTSİZLİKLERE KARŞI MÜCADELEDEN GEÇER”

“Türkiye’de kadın olmak gerçekten çok zor” diyen platform temsilcisi Dilber Sünnetçioğlu, eşitsizliklere karşı da her zaman mücadele edeceklerini vurgulayarak şunları söyledi:

“En doğal hakkımız yaşamak için bile mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Tırnaklarımızla kazıyarak elde ettiğimiz haklarımızın kadın düşmanı ve cinsiyetçi uygulamalarla elimizden alınmasına müsaade etmeyeceğiz. Yıllardır yürüttüğümüz eşitlik mücadelesi, eşitsizliklere karşı mücadele eden toplumun tüm kesimlerini de yanına alarak büyümekte. Kadınlar için şiddetsiz eşit ve özgür bir yaşamı var edene, kadın cinayetlerini ve şüpheli kadın ölümlerini durdurana dek devam edeceğiz. Yükselen kadın kurtuluş mücadelesi, tüm eşitsizliklere karşı mücadele edecektir. Biliyoruz ki; eşitliği sağlamanın yolu, tüm eşitsizliklere karşı mücadeleden geçer. Bizler de bunun için yıldızlı feminamızla meydanlarda olacağız. ‘Anayasayı, yasayı, sözleşmeyi uygula!’ diyeceğiz. Böylece hem Türkiye hem de dünya, eşit ve özgür yaşayacak. Yaşasın kadınlar!”