Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin: “Mahkeme, birlikte yaşama arzumuzu ve Gezi’ye katılan hepimizi mahkûm etmiştir. Bu dava dava olmaktan, mahkeme mahkeme olmaktan çıkmıştır. Türkiye bu ayıbı taşıyamaz, taşıyanlardan er veya geç hesap sorar.”

Gazeteciler Cemiyeti, iş insanı Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet hapisle, yedi hak savunucusu ve aydının 18 yıl hapisle cezalandırılması kararını sert dille kınadı. Kararı kabul edilemez olarak niteleyen Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Adaleti yok etmeye çalışanlar yakın bir gelecekte adaletin onlara da lazım olacağını unutmasınlar” dedi. Bilgin, davadaki hukuksuzlara dikkat çekerek heyetten bir hâkimin “mahkûmiyet için yeterli delil yok, beraat etmeliler” dediğini, bir başka heyet üyesinin ise geçmişte iktidar partisinden aday adayı olduğunu hatırlattı. “Bu dava dava olmaktan, mahkeme mahkeme olmaktan çıkmıştır” diyen Bilgin, “Türkiye bu ayıbı taşıyamaz, taşıyanlardan er veya geç hesap sorar” diye vurguladı.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin’in açıklaması şöyle:

“Türkiye İstanbul’daki Gezi davasında verilen ağır hapis cezalarıyla çok kaygılı bir dönemin içine girdi. Kaygımız nedir? Kaygımız, demokrasimiz, özgürlüklerimiz, çoğulculuğumuz ve bir arada olmamızın önemi içindir. Kaygımız, birlikte yaşama arzumuza yönelik saldırıların artacağına yöneliktir. Kaygımız, çocuklarımıza adaletli, huzurlu, refah içinde bir gelecek sunamayacak olmaktan dolayıdır.

Mesleki sorunlarımızı çözmeye çalışmakla toplumsal sorunlara karşı ses yükseltmek gazetecilik mesleğinin onurudur. Çünkü gazeteci toplumuna karşı sorumlu, onun ayrılmaz bir parçasıdır. Gazetecilik mesleğinin saygınlığı, yalnız kendi sorunlarını savunmasıyla değil toplumsal sorunlarda paydaş olup, tümüne karşı toplumu savunmasıyla sağlanabilir. İşte o zaman mesleğimizin saygınlığını koruyabiliriz. Gezi davası, Kavala davası bunun en önemli örneğidir. Davadaki hukuki garabet örnekleri saymakla bitmez ve bu adaletsizlik hepimizi, tüm geleceğimizi yakından ilgilendirir.

Mahkemenin kararı sadece sanıklara verilmiş cezalar olarak görülemez. Mahkeme, bu ağır hapis cezalarıyla, birlikte yaşama arzumuzu ve Gezi’ye katılan hepimizi mahkûm etmiştir. Bizler suçsuzuz. Mahkumiyeti kabul etmiyoruz. Bu dava dava olmaktan, mahkeme mahkeme olmaktan çıkmıştır. Adaleti yok etmeye çalışanlar yakın bir gelecekte adaletin onlara da lazım olacağını unutmasınlar. Türkiye bu ayıbı taşıyamaz, taşıyanlardan er veya geç hesap sorar.”