Bilgin: Demokratik hukuk devletine yakışır gelişmelere tanık olmak istiyoruz
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından orman yangınları haberleri yapan TELE 1, KRT, FOX, Habertürk, Halk TV ve TV 35’e ceza yağdırmasını esefle karşıladığını söyledi.
RTÜK başkanının yakışıksız bir şekilde televizyon kanallarından sansür talep ettiğini, bu talebinin bir üst kurul üyesi tarafından ifşa edilmesi sonrasında ise toplanan kurulda önce o üyenin toplantıdan çıkarılması, ardından da sansür talebine rağmen habercilik yapmakta ısrar eden ve yangını haberleştiren kanallara ceza yağdırmasının ülkedeki medya ikliminin geldiği acınacak seviyeyi sergilediğini söyledi.
Bilgin, “RTÜK üyesi İlhan Taşcı’nın her şeye rağmen ihsası rey bahanesiyle toplantıdan çıkartılmasına direnmesi gerektiğini de belirtmek isteriz. Taşcı, salonda gasp edilen hakkını basın özgürlüğünü savunan tüm kesimleri temsilen yargıda aramalıdır” dedi.
Gazeteciler Cemiyeti başkanı, “Demir parmaklıklar ardındaki gazeteci sayısı azalmakla birlik te basın ve ifade özgürlüğü açısından kaygılarımızı arttıran yeni yasal düzenleme girişimleri, uygulamalar ve adli süreçler gündemdeki yerini korumaktadır. Temmuz ayı maalesef memleketimizde yüreklerimizi burkan orman yangınlara tanıklık etmeye başlamamız yanı sıra gazetecilik mesleği açısından demokratik hukuk devletine yakışacak gelişmeler yaşamadığımız bir dönem olmuştur” dedi.
Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında yayınlanan Temmuz 2021 raporuna ilişkin yazılı açıklamasında, Türkiye’nin son yıllarda tek sesliliğe mahkûm edilmeye çalışılan kitle iletişim atmosferinde alternatif sesler olma çabasındaki medya kuruluşlarına yönelik hedef gösterme girişimine dikkat çekti. Gazeteciler Cemiyeti’nin medya sektöründe şeffaflıktan yana olduğunu vurgulayan Bilgin, ancak hali hazırda şeffaf şekilde basın ve ifade özgürlüğüne katkı verilmesi amacıyla Türkiye’nin de bir parçası olduğu uluslararası mekanizmalar tarafından maddi olarak desteklenen medya kuruluşlarına yönelik tek taraflı yanlış bilgilendirme süreçleri yaşandığına işaret etti.
Gazeteciler Cemiyeti başkanı, “Son dönemde yereldekiler başta olmak üzere pek çok medya kuruluşu ekonomik sıkıntılar ile kapanma, küçülme kararları almışken devletin basını destekleme politikasına da tek seslilik hâkim maalesef. İktidar ile ilişki içerisinde olmayan medya kuruluşlarına kamu ilan ve reklam geliri elde etme kapısı kapalı tutulurken, hükümete yakın kuruluşlara sağlanan çok geniş olanaklar göz ardı edilmektedir. İktidar yanlısı tek sesli medya kuruluşlarına özünde devletin kasasından aktarılan kamu desteklemeleri ancak kısmen araştırmacı gazetecilik çabalarıyla kamuoyu dikkatine sunulabilmektedir. Buna karşı ‘yabancı fon kaynakları’ kullanıldığı gerekçesiyle dinleyicisine, okuyucusuna, izleyicisine şeffaf bir şekilde nasıl gelir elde ettiğini açıklayan medya kuruluşlarını ve gazetecileri hedef alma üzüntü vericidir. Ne yazık ki Temmuz ayında ülkemizde çok sesli medya sektörünün var olmasına katkı veren kuruluşları tamamıyla ekonomik çıkmaza sürükleyecek yeni yasal düzenlemeler yapılacağı yönündeki açıklamalar ÖiB raporumuzda kayıtlara geçmiştir” diye konuştu.
Medya ekonomisi açısından bağımsız yayıncılık ve devletin tüm medya kuruluşlarına eşit mesafede tutum alması gerektiğini belirten Bilgin, Temmuz ayında yayımlanan Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nin tam tersine özellikle yazılı basın kuruluşlarını ekonomik darboğaza sürükleyeceğini söyledi. Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti’nin de aralarında bulunduğu meslek örgütleri tarafından genelge yayınlandıktan hemen sonra özellikle “Kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak” gibi yerel medyaya ekonomik zarar verecek düzenlemelerden vazgeçilmesi konusunda çağrıda bulunulduğunu hatırlattı.
Bu noktada Bilgin, ÖiB programı kapsamında Gazeteciler Cemiyeti’nin basın ve ifade özgürlüğü alanında yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporlama çalışmasını kendi bünyesinde yürüttüğünü de sözlerine ekledi.
Türkiye’nin ulusal bütünlüğünü ve kültürel zenginliğini yansıtması gerekli kamu yayıncılığı kuruluşu TRT’nin ise her geçen gün var oluş amaçlarından uzaklaştığını açıklayan Bilgin, TRT Yönetim Kurulu Başkanlığı ve TRT Genel Müdürlüğü’nün birbirinden ayrılmasıyla birlikte oluşturulan yeni yönetim yapısıyla “kurumsal özerklik” dolayısıyla da “bağımsız yayıncılık” ilkesinden söz edilemeyeceğini söyledi.
Bilgin, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını geri çekmesine karşı Temmuz ayında farklı illerde yapılan protestolarda kadınlara yönelik fiziki şiddet müdahaleleri yaşanmasından üzüntü duyduğunu da ifade etti. Toplumsal eylemlere orantısız şekilde müdahale edilme eğiliminden kaygılandıklarını belirten Bilgin, keza ÖiB Temmuz ayı raporunda kronolojik olarak detaylarıyla aktarıldığı üzere gazetecilere yönelen sert fiziki polis müdahaleleri gözlendiğini dile getirdi.
Temmuz ayında gazetecileri hedef alan yargılamalara devam edildiğini de kaydeden Bilgin’in verdiği bilgiye göre; ÖiB raporunda, Evrensel haber müdürü Cem Şimşek’e “Alman karikatüristler Erdoğan’ı fena çizdi” haberi nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla 11 ay 20 gün hapis cezası verilmesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Diyarbakır’da 2015 Nevruz kutlamalarında çekilmiş bir fotoğrafı sosyal medyada paylaşan gazeteci Melis Alphan hakkında verilen beraat kararına itiraz etmesi, Şarköy Haber’in sahibi ve DHA Muhabiri Nuri Çağlar hakkında bir ay süreyle kaymakamlıkla ilgili her türlü haber takibinden uzaklaştırma cezası verilmesi dikkat çekti.
Ayrıca ÖiB’in açık kaynaklardan derlediği veriler itibariyle Temmuz ayı sonu itibarıyla hükümlü olarak 28, gözaltında veya tutuklu olarak 26 olmak üzere toplam 54 gazeteci halen cezaevinde görünüyor. Ocak ayında 42’si hükümlü ve 36’sı tutuklu olmak üzere toplam 78 gazeteci cezaevinde iken, Şubat ayında 44’ü hükümlü ve 38’i tutuklu olmak üzere toplam 82 gazeteci hapisteydi. Bu durum endişeleri arttırdı ancak sonrasında hapisteki gazeteci sayısında gerileme eğilimi ortaya çıktı. Mart ayı sonunda hükümlü 36, tutuklu 34 toplam 70, Nisan ayında 36’sı hükümlü ve 29’u tutuklu toplam 65, Mayıs ayında 37 hükümlü, 26 tutuklu olmak üzere 63 gazeteci, Haziran ayı sonunda ise cezaevlerinde 32 hükümlü ve 27 gözaltında olmak üzere toplam 59 gazeteci vardı.
ÖiB Temmuz 2021 raporuna ve geçmiş aylara ilişkin raporlara ise, www.gc-tr.org, www.pressforfreedom.org ve www.media4democracy.org internet adreslerinden ulaşabilirsiniz.
ÖiB Temmuz 2021 raporuna buradan ulaşabilirsiniz: ÖiB_Temmuz_2021