Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, RTÜK’ün Halk TV’ye verdiği 10 günlük ekran karartma cezasının ardından yazılı bir açıklama yayımladı. Bilgin, “RTÜK, artık sadece bir denetim kurumu değil; siyasi iktidarın sansür sopasıdır” diyerek sert eleştirilerde bulundu.
Kararın, bir yayın konuğunun yaptığı yorumlar gerekçe gösterilerek verilmesini “bütünüyle cezalandırıcı ve hukuka aykırı” olarak nitelendiren Bilgin, kısa süre önce benzer bir kararın Sözcü TV için de alındığını ancak yargıdan döndüğünü hatırlattı. Bilgin ayrıca yayın hayatını zorlayıcı ekonomik şartlarda sürdürmek zorunda kalan eleştirel kanallardan Tele 1 de dahil edildiğinde yoğun cezalarla karşı karşıya bırakılan bu üç televizyon kanalının, benzer bir suçlamayla cezalandırılması halinde lisanslarının iptal edilebileceğine dikkat çekti. Bilgin, “İfade özgürlüğünü değil ifadeyi cezalandıran bir anlayışla karşı karşıyayız. RTÜK, yayıncıyı değil, yayıncının konuğunu bile cezalandıracak noktaya gelmişse, burada artık denetim değil doğrudan baskı vardır, diğer yayıncılara tehdit vardır. Halk TV’ye verilen ceza diğer tüm televizyonlara bir gözdağıdır” dedi.
“Basına karşı uygulanan cezalar keyfiyete dayanıyor”
Nazmi Bilgin, RTÜK kararlarında çifte standardın belirleyici olduğunu ve özellikle iktidar eleştirisi içeren yayınların doğrudan hedef alındığını şu sözlerle hatırlattı:
“Aynı tür ifadeler iktidar yanlısı ekranlarda dile getirildiğinde hiçbir işlem yapılmazken, eleştirel kanallarda dile getirilmesi halinde en ağır yaptırımlar devreye sokuluyor. Bu, sadece hukukun değil, sağduyunun da rafa kaldırıldığını gösteriyor.”
“Toplumun haber alma hakkı yok sayılıyor”
Açıklamada, RTÜK’ün verdiği ağır cezaların yalnızca medya organlarını değil, toplumun doğru bilgiye erişme hakkını da ihlal ettiği vurgulandı:
“Basın özgürlüğü, sadece gazetecilerin meselesi değildir. Bu aynı zamanda halkın gerçekleri öğrenme hakkının güvencesidir. RTÜK’ün bu uygulamaları, toplumun gözüne perde, kulağına tıkaç olmaktır.”
“Otosansür yaygınlaşıyor, gazeteci haberi değil cezayı düşünüyor”
Nazmi Bilgin, cezaların yarattığı korku ikliminin gazetecileri otosansüre ittiğini, bunun da eleştirel düşünce ve kamu denetimi açısından ciddi bir tehdit olduğunu söyledi:
“Gazeteci artık haberi değil, cezasını düşünerek yazıyor. Bu ortamda hakikatin değil, propaganda ve manipülasyonun ön plana çıkması kaçınılmazdır. Basın özgürlüğü, demokrasinin sigortasıdır; sigorta atarsa, sistem çöker.”
“RTÜK yeniden düzenlenmeli, tüm ceza ve uygulamalar yargı denetimine tabi olmalı”
Son olarak Bilgin, RTÜK’ün yapısal olarak yeniden düzenlenmesi ve verdikleri cezaların yanı sıra tarafgir uygulamalarının bağımsız yargı denetimine tabi tutulması gerektiğini şu sözlerle vurguladı:
“RTÜK’ün kararları hukuki değil, siyasi reflekslerle alınmaktadır. Üstelik bu kararlar çoğu zaman yargı denetimi dışında kalmakta, muğlak yasa maddeleri istismar edilmektedir. Gerçek bir medya reformu yapılmadan ifade özgürlüğü garanti altına alınamaz. Tüm gazetecileri ve ifade özgürlüğü savunucularını bir arada tepki göstermeye çağırıyoruz.”