Bilgin: Hoşa gitmeyen sözler için bedeller ödeniyor

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, memlekette her ay basın ve ifade özgürlüğü alanında umutlandırıcı gelişmeleri dile getirmeyi arzu ettiklerini ancak gelişmelerin bu beklentileri boşa çıkardığını söyledi. Bilgin, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleri doğrultusunda laik, sosyal hukuk devleti temelinde demokrasisini güçlendirecek bir çizgide ilerlediğini değil ne yazık ki o çizgiden uzaklaştığını gözlemliyoruz ve belki kulak verilirse diye bunları dile getiriyoruz. Ancak hoşa gitmeyen sözler gerekçesiyle kimler, hangi bedeller ödemeye devam edecek endişesini de duyuyoruz” dedi.

“Darbeye karşıyız ancak görüş açıklanmasına saygı gösterilmesini talep ediyoruz”

Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında yayınlanan Nisan 2021 raporuna ilişkin yazılı açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal güvencesi altındaki basın ve ifade özgürlüğünü ihlal niteliğindeki gelişmelere tanıklık etmekten üzüntü duyduklarını paylaştı. Geçtiğimiz Nisan ayında 104 emekli amiral imzasıyla yayımlanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin yaşatılması yönünde görüşler içeren bildiriyi anımsatan Bilgin, Türkiye’nin tarihi bakımından “asker” ve “bildiri” kelimeleri yan yana geldiğinde duyulan rahatsızlığı darbelere ve darbe girişimlerine her zaman karşı durmayı görev edinmiş Gazeteciler Cemiyeti’nin mensupları olarak anladıklarını söyledi. Bilgin, “Darbeye karşıyız. Duyulan endişeyi anlıyoruz. Ancak görüş açıklanmasına da saygı gösterilmesini bekliyoruz” dedi.

Bilgin, “Demokratik ülkelerde tarif edildiği biçimiyle ifade özgürlüğü değerlendirmekte ve en geniş şekilde saygı gösterilmesini beklemekteyiz. Bu nedenle nefret suçu kapsamında kabul edilmiş yaklaşımlar dışında en hoşa gitmeyecek düşünce ve görüşleri söylediklerinde dahi herkes için ifade özgürlüğünü savunmak gerektiğini vurguluyoruz,” dedi.

Gazeteciler Cemiyeti başkanı, “Emekli amirallerce yayımlanan bildiri okunduğunda da görülecektir ki içerisinde darbe iması ifadeler değil askeri tecrübelere dayalı Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin Türkiye’nin çıkarlarına nasıl hizmet ettiğine ilişkin görüşler paylaşılmıştır. Kamuoyuna açık mektup niteliğinde görüş paylaşımı olarak yorumlanabilecek iken ‘bildiri’ sözcüğü kullanılmasından hareketle adeta bir darbe girişimi yaşandığı rüzgarı estirildi. Sadece bildiriye imza atmış imzalar değil bildiriyi kınamadığını açıklayan hakkında dahi adli süreçler yürütülmeye başlandı. Bu süreçleri endişeyle takip ettik, etmeyi sürdürüyoruz” diye konuştu.

İfade özgürlüğü açısından Nisan ayında muhalefet partilerince yürütülen kampanyalarıyla ilgili de engelleme ve yargı yoluyla kamuoyu gündeminden kaçırma yönünde adımlar atıldığını belirten Bilgin, ÖiB Nisan ayı raporunda detaylarıyla paylaşıldığı üzere Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Merkez Bankası’nın rezerviyle ilgili “128 milyar dolar nerede?” sorusunu içeren afişleri ve panolardaki ilanları Bursa’nın Mudanya ilçesinde “Cumhurbaşkanı’na hakaret” edildiği iddiasıyla soruşturma konusu yapıldığını anımsattı. Bursa’nın ardından Kırşehir, Konya, İstanbul’un ilçelerinde CHP yöneticileri aleyhine açılan soruşturmalar yoluyla CHP’nin kampanyasına müdahale edildiği hatırlatan Bilgin, benzer şekilde Halkın Kurtuluş Partisi’nin (HKP), “Soru Bir: Diploma Nerede” afişleri ve Sol Parti’nin İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçilmemesine ilişkin pankartı nedeniyle soruşturmalar açıldığını aktardı.

“Eleştiri ile hakaret karıştırılmamalı”

Bilgin, demokrasilerde eleştirinin bir hak olarak görülmesi ve hakaret ile karıştırılmaması gerektiğini vurguladı. Gazeteciler Cemiyeti başkanı, “Ayrıca Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlamasına dayanan adli işlemlerdeki artış, siyasetçiler, sanatçılar gibi kamuoyu önündekiler yanında, sıradan vatandaşın ifade özgürlüğüne de tehdit oluşturmayı sürdürdü. Gençlik ve Spor Bakanlığı, devlet yurtlarında barınacak öğrenciler için ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret etme suçunu işlememiş olma’ ön şartı getirdi. Sanatçı Genco Erkal, 2016’dan bugüne bazı sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlamasıyla savcılığa ifadeye çağrıldı. Benzer suçlamalar nedeniyle sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in yerel mahkemede beraat etmesine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatları tarafından itirazda bulunulması ve cezalandırma talep edilmesi de dikkat çekti” dedi.

“Genelge basın özgürlüğü ihlalidir”

Basın özgürlüğü açısından Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 27 Nisan tarihli kamusal alanda “özel hayatı koruma” gerekçesiyle polis memurlarınca yapılan müdahalelerde görüntü ve ses kaydı alınmasını engellemeyi amaçlayan genelgesinin ciddi bir ifade ve basın özgürlüğü ihlali olduğunu vurgulayan Bilgin, ÖiB raporunda da görüldüğü gibi Nisan ayında bu genelge kaynaklı sıkıntılar ve gazetecilere yönelik tartışmalı muamelelerin gündeme taşındığını dile getirdi.

Hapiste 65 gazeteci

Bilgin, açık kaynaklardan derlenen veriler itibariyle Nisan ayı sonu itibarıyla hapiste 36’sı hükümlü ve 29’u tutuklu olmak üzere toplam 65 gazeteci bulunduğunu da açıkladı. “Mart ayı sonunda cezaevlerinde hükümlü olarak 36 ve tutuklu olarak 34 olmak üzere toplam 70 gazeteci bulunmaktaydı” diyen Bilgin, Nisan ayındaki hükümlü ve tutuklu gazeteci sayısı özgürlüğü kısıtlı gazeteci sorunu devam etmekle birlikte gerileme eğiliminin sürmesini dilediklerini sözlerine ekledi.

ÖiB Nisan 2021 raporuna ve geçmiş aylara ilişkin raporlara ise, www.gc-tr.org,  www.pressforfreedom.org ve www.media4democracy.org internet adreslerinden ulaşabilirsiniz.

ÖiB Nisan 2021 Raporu için tıklayınız:öib_nisan_2021