Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin siyasetçilerin gerginlik yaratacak beyanatlardan ziyade toplumdaki hassasiyetleri yatıştıracak, sorunlara çözüm açısı sunacak açıklamalarda bulunmasının daha yararlı olacağını söyledi.
Gazetecilerin haber yapmasının suç olmadığının altını hep çizdiklerini vurgulayan Bilgin, “Habercilik yaptıkları için dört gazeteci arkadaşımızın hedef gösterilmeleri, çalıştıkları haber kanalının ötekileştirilmesini kabul etmek mümkün değildir,” dedi.
“Gazeteciler Cemiyeti olarak, ifade ve basın özgürlüğünün demokrasinin temeli olduğuna inanıyoruz. Gazetecilerin görevlerini yerine getirirken hedef alınması, demokrasimizin güçlenmesine değil, zayıflamasına yol açar” diyen Bilgin “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Sinan Ateş davasıyla ilgili yaptığı açıklamalar sırasında Halk TV gazetecilerini doğrudan hedef alması, basın özgürlüğüne zarar verecek nitelikte talihsiz bir yaklaşımdır. Gazetecilere yönelik tehditkar ifadeler, hiçbir şekilde amaca hizmet etmez, aksine toplumda derin yaralar açar” dedi.
Siyasetçilerin, halkı bilgilendiren gazetecilere karşı sorumlu ve yapıcı bir dil kullanmaları zorunlu ve gerekli olduğunu kaydeden Gazeteciler Cemiyeti başkanı, “Aksi takdirde, kullanılan söylemler toplumsal fay hatlarını derinleştirir ve gerginliklere yol açar. Herkesin düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı duyması, ülkemizin birlik ve beraberliği için elzemdir” ifadesini kullandı.
MHP lideri Bahçeli’nin Meclis açılış resepsiyonunda CHP lideri Özgür Özel ile tokalaşıp “siyasetin gereği” diye bir açıklama yapmasının, gerginliğin azalması adına olumlu bir adım olduğunu belirten Bilgin, “Ancak siyasetçiler, yalnızca jestlerle değil, sözleriyle de topluma örnek olmalıdırlar. ‘Siyaseten’ söylenenler, toplumda kalıcı izler bırakabilir; bu nedenle sorumluluğun bilinciyle hareket etmek herkes için bir zorunluluktur” dedi.
Gazeteciler Cemiyetinin her zaman ülkenin ve demokrasinin esenliği için basın özgürlüğünün korunması ve gazetecilere karşı tehditkar dil kullanılmaması gerektiğini vurguladığını hatırlatan Bilgin “Türkiye’nin demokratik olgunluğunu koruyabilmesi için her bireyin ve kurumun bu sorumluluğu taşıması şarttır” dedi.