Dünyadaki çocuk işçi sayısı giderek artıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) geçtiğimiz Haziran ayında yayınladığı rapora göre, çocuk işçiliği sayısı 20 yıldır ilk kez artarak 160 milyona yükseldi. Uzmanlar Covid-19 salgınının çocuk işçi sayısını daha da arttıracağından endişeli. Eğer yoksulluktaki artış önlemezse ve çocuk işçiliğinin önüne geçebilmek adına önlemler alınmazsa 2022’de çocuk işçi sayısı 168.9 milyonu bulabilir. Daha olumsuz bir senaryoya göre tasarruf önlemleri ve diğer faktörler nedeniyle bu sayı 206.2 milyona çıkabilir. Eğer olumsuz senaryo gerçekleşirse çocuk işçiliğiyle mücadelede dünya 10 yıl geriye gidebilir. Son verilere göre Türkiye’de ise bir ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 720 bin.
Kimi ailesiyle tarlada çalışıyor, kimi ev işlerinde ailesine yardım ediyor, kimiyse ellerine bile sığmayan aletlerle sanayide mesai yapıyor. Minik bedenlere yüklenen bu yük onların eğitim gibi birçok haklarını ellerinden alırken, geleceğe dair hayallerini de yok ediyor. Tüm dünyanın kanayan yarası çocuk işçiliği, Covid-19 pandemisi sürecinde artarak devam ediyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) geçtiğimiz Haziran ayında yayınladığı rapora göre, çocuk işçi sayısı tüm dünyada yükselişe geçti. Rapora göre, çocuk işçilerin sayısı 20 yıldır ilk kez artarak 160 milyona yükseldi. Araştırmacılar, Covid-19 salgının etkileri nedeniyle 9 milyon çocuğun daha risk altında olduğu konusunda uyarıyor. Peki, çocuk işçiliğinin dünyada ve Türkiye’deki son durumu nedir? Bu çocuklar nerelerde çalışıyor? Bu sorulara yanıt bulmak için dünyadaki ve Türkiye’deki çocuk işçiliğini mercek altına aldık.
Yoksulluk ve işsizlik çocuk işçiliğinin nedenleri arasında
Her çocuk yaşama hakkı, eğitim hakkı, barınma hakkı gibi kendisine verilmiş birtakım haklara sahip olarak dünyaya geliyor. Çocuk işçiliği, çocukların çocukluklarını yaşayamamasına, eğitim gibi temel haklarından mahrum kalmasına yol açan ve dolayısıyla fiziksel ve zihinsel gelişimlerini engelleyen zararlı işler olarak tanımlanıyor. Çocuk işçiliğinin başlıca nedenleri arasında yoksulluk ve işsizlik yer alıyor. Uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri tarafından çocuk işçiliğinin önlenmesi adına birtakım araştırmalar, farkındalık çalışmaları yapılsa da henüz hedeflenen aşamaya gelinebilmiş değil. Aksine küresel salgının da etkisiyle çocuk işçiliği verileri daha da yükseliyor. Çocuk işçiliği dünyanın en büyük sorunlarından biri olmaya devam ediyor.

Son dört yılda çocuk işçi sayısı 8,4 milyon arttı
ILO ve UNICEF’in geçtiğimiz Haziran ayında yayınladığı ‘Çocuk İşçiliği: Küresel 2020 Tahminleri, Eğilimler ve Gelecekteki Durum’ adlı rapora göre, çocuk işçi olarak çalıştırılan çocukların sayısı son dört yılda 8,4 milyon artarak dünya çapında 160 milyona yükseldi. ILO ve UNICEF, Covid-19 salgının etkileri nedeniyle 9 milyon çocuğun daha risk altında olduğunu belirtiyor. 160 milyon çocuğun yarısından fazlasını 5-11 yaşları arasındaki çocuklar oluşturuyor. Raporda, çocuk işçilerin sayısındaki artışa da dikkat çekilerek sağlıklarına, ahlaklarına, güvenliklerine zarar verebilecek tehlikeli işlerde çalışan 5-17 yaş arası çocukların sayısının 2016’dan bu yana 6,5 milyon arttığı ve 19 milyona yükseldiği belirtiliyor.

160 milyon çocuk işçi… Bu sayının büyüklüğünü anlamak için şu örneklere bakabiliriz:
160 milyon Türkiye’nin tüm nüfusunun yaklaşık iki katı demek. İki adet Türkiye büyüklüğünde bir alan düşünün. Burada yaşayan herkes çocuk ve bu çocuklar yaşamlarını sürdürebilmek için çalışmak zorunda bırakılıyorlar.
Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Beklentileri 2019 raporuna göre, dünyanın en kalabalık üçüncü ülkesi ABD’dir. 331 milyon kişinin yaşadığı ABD’nin yarısının çocuk olduğunu düşünün ve bu çocukların hepsi çalışıyor.

Rapora göre, işçi çocukların cinsiyetlerine göre dağılımı incelendiğinde 5-17 yaş çocuk işçi sayısının yüzde 60.7’sini erkek, yüzde 39.3’ünü kız çocukları oluşturuyor.

Çocukların en çok çalıştırıldığı sektör ise tarım. Dünyadaki çocuk işçilerin yaklaşık yüzde 70’i tarımda çalıştırılıyor. Yüzde 19.7’si hizmet sektöründe çalıştırılırken yüzde 10.3’ü ise endüstride istihdam ediliyor.
Covid-19’un çocuk işçiliğine etkisi
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının yol açtığı ekonomik sıkıntılar, özellikle dar gelirli aileleri zorladı. Doğrudan ya da dolaylı olarak ekonomik faaliyetleri kesintiye uğratan salgın nedeniyle dünyanın farklı ülkelerinde birçok kişi işsiz kaldı. Aileleri iş ve gelir kaybına uğrayan çocuklardan bazıları ise çalışmak zorunda bırakıldı. Uzmanlar pandemi nedeniyle çocuk işçi sayısının artmasından endişeli. Rapora göre, Covid-19 salgının etkileri nedeniyle 9 milyon çocuk daha risk altında. Bunun nedeni ise salgının ekonomilerini olumsuz etkilemesi nedeniyle ailelerin çocuklarını çalışmaya yönlendirebilecek olması. Karantinalar sırasında okulların kapalı kalması bu çocukların işe girme olasılıklarını daha da artırıyor. Bu çocuklar ücretli bir işe girdiklerinde ise okula devam etmeleri çok daha düşük bir ihtimal haline geliyor. Raporda çocuk işçiliğine itilen çocuklarla ilgili yapılan araştırmalara da yer verildi. Araştırmalara göre, çalışmak zorunda bırakılan bazı çocuklar ailelerinin artık yeterli yiyeceğe sahip olmadığını ve yemek yiyebilmek için çalıştıklarını belirtti. Zaten salgından önce de çalışan çocuklar ise, özellikle okulların kapalı kalması nedeniyle daha uzun süreler çalışmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Eğer yoksulluktaki artış önlemezse ve çocuk işçiliğinin önüne geçebilmek adına birtakım önlemler alınmazsa 2022’de çocuk işçi sayısının 168.9 milyona çıkacağı öngörülüyor. Rapora göre, eğer sosyal koruma kapsamı artırılırsa bu sayı 144.9 milyona düşürülebilir. Ancak tasarruf önlemleri ve diğer faktörler nedeniyle oluşabilecek olumsuz senaryoya göre ise 2022 yılında çocuk işçi sayısı 206.2 milyonu bulabilir.

Rapora göre en çok çocuk işçi artışının yaşandığı bölge ise Sahraaltı Afrika oldu. Burada yaklaşık 16 milyon 600 binlik bir artış yaşandı. Sahraaltı Afrika ülkelerinde 5 ila 17 yaş arasındaki çocukların yaklaşık dörtte birinin işçi olduğu gözlendi. Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde ise bu oran yüzde 2,3.
TÜRKİYE’DEKİ DURUM
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2020 yılına ilişkin çocuk istatistiklerine göre, ülkedeki toplam çocuk nüfusu 22 milyon 750 bin 657 oldu. Ülke nüfusunun yüzde 27,2’sini çocuklar oluşturdu.

Çocuklarda iş gücüne katılma
TÜİK “Hanehalkı İşgücü Araştırması 2020” sonuçlarına göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 16,2 olarak kaydedildi. Cinsiyete göre işgücüne katılma oranına bakıldığında ise bu oranın erkek çocuklar için yüzde 23,4 kız çocuklar için yüzde 8,6 olduğu görüldü. Bu araştırmada 15 yaşından daha küçükler için bir ifade bulunmuyor. Türkiye’deki çocuk işçiliğine dair en güncel veri ise 2019 yılına dayanıyor. TÜİK’in 2019 yılında yayınladığı “Çocuk İşgücü Araştırması” sonuçlarına göre Türkiye’de bir ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 720 bin. 2019 yılının verilerine göre, Türkiye genelinde 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 16 milyon 457 bin kişi olarak açıklandı. 5-17 yaş grubunda çalışan çocukların aynı yaş grubundaki çocuklar içindeki payını gösteren istihdam oranı ise yüzde 4,4 oldu.
Türkiye’de en çok çocuk işçi hizmet sektöründe
Dünyada çocuk işçilerin sayısının en yüksek olduğu sektörün tarım olduğu biliniyor. Türkiye’de ise çocuklar en çok hizmet sektöründe çalışıyor. TÜİK 2019 Çocuk İşgücü Araştırması verilerine göre, yüzde 45.5’i hizmet yüzde 30.8’i tarım, yüzde 23.7’si sanayi, sektöründe çalışıyor.

Türkiye’deki çocukların çalışma nedenleri
TÜİK “Çocuk İşgücü Araştırması 2019” raporuna göre, Türkiye’de çocukların çalışma nedenlerine bakıldığında ilk sırada yüzde 35,9 ile “hanehalkının ekonomik faaliyetine yardımcı olmak” geliyor. Bunu yüzde 34,4 ile “iş öğrenmek, meslek sahibi olmak”, yüzde 23,2 ile “hanehalkı gelirine katkıda bulunmak” izliyor. Çocukların yüzde 6,4’ü ise “kendi ihtiyaçlarını karşılamak” amacıyla çalıştığını beyan ediyor. Özetle aileler, yoksullukla mücadele etmede çocuklarını çalıştırmayı bir yöntem olarak görüyorlar.

“15 olan yasal çalışma yaşı yükseltilmeli”
15 olan yasal çalışma yaşının yükseltilmesi gerektiğini belirten Eğitim Reformu Girişimi (ERG) araştırmacısı Kayıhan Kesbiç, çocuk işçiliğinin önüne geçebilmek için atılması gereken adımlarla ilgili şunları söyledi:
“TÜİK tarafından 2019’da düzenlenen Çocuk İşçiliği Anketi’ne göre Türkiye’de 5-17 yaş arasındaki 720 bin çocuk, gelir getirici işlerde çalışıyor. Bu çocukların üçte birinin eğitim hayatına devam etmediği de anketin bize sunduğu bir başka veri. TÜİK tarafından düzenlenen bu anket, mevsimlik tarım işçiliğinin görece az olduğu ekim, kasım ve aralık aylarında düzenlenmesi, ev içi emeği ve mülteci çocukları hesaba katmaması nedeniyle eleştiriliyor. Öte yandan, çalışan mülteci çocuklara dair elimizdeki veriler de yine salgın öncesi dönemden. 2018 Nüfus Sağlık Araştırması Suriyeli Göçmen Örneklemi sonuçlarına göre, 12-14 yaş arasındaki Suriyeli oğlan çocukların yüzde 17,4’ü, 15-17 yaş arasındakilerin ise yüzde 45’1’i gelir getirici işlerde çalışıyor. Suriyeli kız çocuklarda ise çalışma oranları daha düşük seyrediyor; bu oranlar 12-14 yaş için yüzde 4,7 ve 15-17 yaş arası için ise yüzde 8,1 olarak ölçülüyor. Ekonomik koşulların iyileştirilmesi, çalışan çocuk sayısını azaltmadaki en etkili yöntem, buna ek olarak 15 olan yasal çalışma yaşının yükseltilmesi, var olan destek mekanizmalarının güçlendirilmesi atılabilecek adımlar arasında. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitim dışına çıkmasının önlenmesi için mobil okulların yaygınlaştırılması ve erişilebilir hale getirilmesi de atılacak adımlar arasında.”