Bir cumhurbaşkanı diplomatik ziyaretlerine nasıl karar verir? Türkiye bağlamında değerlendirirsek bu konu üzerine çalışan uzmanların vereceği birçok cevap vardır. Fakat basit bir cevap verilemeyeceği kesin. Ayrıca, dış politikadaki şeffaflık ve izlenen politikalar da düşünüldüğünde bu konuya dair cevapların puslu bir şekilde var olduğu da görülebilir. Bu yazı ile bir siyasi kurum olarak Türkiye Cumhurbaşkanlığının diplomatik görüşme verilerini toplayarak, Cumhurbaşkanlığının sosyal ağ kompozisyonunu göstermeye çalışacağım. 

Bir cumhurbaşkanının diğer ülkelerle yürüttüğü ilişkileri sosyal ağ kompozisyonu ile bir anlamda açıklayabilecek olsak da beşeri ilişkilerden farklı olarak bir ülke liderinin diğer ülke liderleri ile kurduğu ilişkiden bahsediyoruz. İnsanların sosyal ağ kurarken sahip oldukları motivasyonların çoğu, siyasilerin birbirleriyle kurdukları ilişkilerde de görülebilir. Örneğin, bir partinin destekçisi kendi sosyal ağını oluştururken çoğunlukla aynı partinin destekçileriyle ilişki kurabilir. Literatür de bu nedenselliği önemli bir seviyede destekliyor. 

Cumhurbaşkanının ise bir ülkeyi temsilen ilişkiler kurması, hem birçok konuk ağırlaması hem de birçok ziyarette bulunması gerekiyor. Bu görüşmelerin her ne kadar bir ülkenin ‘çıkarı’ amacıyla gerçekleştirildiği kabaca söylenebilse de, bu ‘çıkar’ iç siyaset, iktidardaki siyasilerin dünya görüşü ve ülkede yaşananlarla bağlantılı olarak değişebilir. Örneğin, teorik olarak Türkiye’de demokrasinin hızla erimesi ile birlikte daha otoriter ülkelerle diplomatik ilişkiler yürütülüyor olabilir. Farklı bir örnek olarak, ekonomik sıkıntıları aşmak adına farklı ülkeleri ziyaret ederek ticari ilişkilerin gelişmesi amaçlanabilir. Bu yüzden insanların kurduğu sosyal ağa benzese de farklı boyutları olduğu su götürmez bir gerçek. Buna dayanarak denilebilir ki iletişim çalışmalarının yanında uluslararası ilişkiler literatürü de bu konuya dair nedensel açıklamalar sunabilir.

Devletler arasındaki ilişkileri anlamlandırmak için üç başat teori gösterilebilir. Bu teorilerden ilki olan ‘stratejik çıkar’ kapsamında devletler kendi nihai ekonomik, politik veya kültürel amaçlarını gerçekleştirmek için diplomasiyi kullanırlar. Bu teoriye dayanarak diplomatik ziyaretlerin her ülkenin kendi amaçlarını diğer devletlere kabul ettirme çabalarından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bir diğer teoriye göre, iç politikadaki gelişmelerin dış politika için bir itici güç yaratacağı ve böylelikle de dış politikayı yönlendireceği iddia edilebilir. Bu iddianın ‘iç seyirci’ olarak adlandırılabilecek yurttaşlara da bir önem atfettiği görülebilir. Her ne kadar bir ülkenin vatandaşları siyasi diplomatik görüşmelerde belirleyici role sahip olmasa da iç politikanın izleyici rolü diplomaside önemli bir dinamik olarak ortaya çıkıyor. Son olarak, uluslararası pratikler veya süregelen alışkanlıkların ülkeler arasındaki ilişkiler için bir motivasyon olduğu görülebilir. Süregelen ilişkilerin, düşüncelerin ve politikaların belirleyici rolüne dair birçok örnek sunmak mümkün. Literatür, ülkeler arasındaki ilişkiler bu ve benzeri teorilerle açıklamaya çalışıyor, fakat bu teorileri birbirlerini dışlayıcı olarak kabul etmemek gerekiyor. Ülkelerin çıkarları ne kadar önemli ise iç politika ve süregelen uluslararası politikalar da bir o kadar önemli. 

Bu yazıda cumhurbaşkanının diğer ülkelerle ilişkilerine dair teorik bir analiz yok. Metinde cumhurbaşkanlığının güncel sosyal ağ kompozisyonunun ortaya konulması amaçlanıyor. Birbirlerine benzeyen insanların daha kolay sosyal ağ kurduğunu savunan benzerlik teorisinden siyasiler de azade değiller. Liderler, bu şekilde hareket ederek ideolojisi kendilerine daha yakın olan siyasiler ile sosyal ağının çoğunluğunu oluşturabiliyor. Benzerlik teorisi ırk, etnisite, cinsiyet, cinsel yönelim, meslek, dini aidiyetlerin sosyal ağımız için önemli dinamikler olduğunu gösteriyor. Bu çevrimiçi platformlarda da çokça zikredilen bir gerçek. Zaman zaman farklılık gösterse de gündelik hayatımızdaki sosyal ağ oluşturma pratiklerimiz, çevrimiçi platformlarda da benzerlik taşıyabiliyor.

Sosyal ağın kompozisyonu yorumlanırken birçok kavram kullanılıyor. Homojen ve heterojen olması bunlardan ikisi. Bir sosyal ağın homojen olması sosyal ağı oluşturan kişilerin benzerliklere sahip olduğunu söylüyor. Bunun aksine, heterojen olması ise sosyal ağda karşıt öğelere daha fazla yer verildiğini gösteriyor. Bunu bir siyasi üzerinden değerlendirirsek; MHP’li bir siyasinin diğer MHP’lilerle ve ittifak ortağı olan AKP’li siyasilerle ilişki kurup, onlarla daha fazla siyasi görüşme yapması şaşırtıcı olmayacaktır. Bu da onun homojen bir şekilde sosyal ağa sahip olacağını gösterecektir.

Veri seti

Cumhurbaşkanlığı sosyal ağını ortaya çıkarmak için cumhurbaşkanlığı web sitesinden yararlanıldı. Web sitesinde bu kapsamda değerlendirebileceğimiz iki farklı bölümün olduğunu görüyoruz; Konuk bölümü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret eden siyasi liderlere dair bilgilere yer verirken, ikinci bölüm, Recep Tayyip Erdoğan’ın etkinlik ve davet kapsamında(açılışlar, BM, NATO toplantıları vs.) görüştüğü ülkeleri içeriyor.

Buradaki bilgiler; ülke, kişi, makam, tarih, yer veya etkinlik değişkenlerine göre kodlanarak oluşturuldu. Örneğin, Vladimir Putin’in ziyaretinin kodlaması; Rusya, Vladimir Putin, devlet başkanı, Cumhurbaşkanlığı sarayı ve tarih olarak yer alıyor. 

Bu veriler, Ocak 2018-Kasım 2021 arasındaki konuk ve ziyaretlerin hepsini içeriyor. Burada verilerin yer aldığı tabloyu bulabilirsiniz.

Bulgular

Cumhurbaşkanlığının en çok konuk ettiği üç ülke Rusya, İran, ve Ukrayna. Bu üç ülke, Türkiye Cumhurbaşkanlığı tarafından üç kere konuk edilmiş 2018-2021 arasında. Listedeki diğer ülkeler ikişer ve birer Türkiye ziyareti gerçekleştirdiler. Son üç yılda çoğu Avrupa ülkesinin ve ABD’nin konuk edilmediğini görüyoruz.

Yurt dışı

Cumhurbaşkanlığının yurt dışı ziyaretleri Tablo 2’de görülüyor. Tablo 2 gösteriyor ki Türkiye Cumhurbaşkanlığı’nın yurt dışı ziyaretlerinde de Rusya önemli bir rol oynuyor. Rusya’yı takip eden ülkelerin Azerbaycan, Almanya, Fransa, ABD, Birleşik Krallık ve Bosna Hersek oldukları görülüyor.

Önceki grafikten farklı olarak yurt dışı ziyaretlerinde Avrupa devletlerine ve ABD’ye daha fazla ağırlık verildiği görülüyor. Aynı zamanda kolaylıkla görülebiliyor ki Türkiye’nin yurt dışında görüştüğü ülkeler yurt içinde konuk edilen ülkelerden daha çeşitli.

Sonuç yerine

Türkiye’de ağırlanan ülke yetkilileri, yurt dışında görüşülen liderlerden farklı. Yurt içinde daha az isimle görüşülürken, yurt dışındaki çeşitli etkinliklerin(BM, NATO vb) görüşülen ülkelerin sayısını artırdığı görülebiliyor. Fakat gerek iç gerek dış ziyaretlerde en dikkat çekici unsur Rusya’nın varlığı. Rusya hem ziyaret edilen hem de konuk edilen ülkeler arasında birinci olarak yer alıyor.

Bu alanda çalışma yapmanın getirdiği birçok sınırlılık var. Bu yazı için bu sınırlılık cumhurbaşkanlığı web sitesine bağlı kalarak bir kodlama yapılması. Bu kodlama sitede yer verilmeyen, ‘gizli’ tutulan tüm görüşmeleri dışarıda bırakıyor. Bu sebeple yazıdaki bilgiler yorumlanırken bu kısıtlılık da göz önünde bulundurulmalı.

Son olarak, verilerin sadece cumhurbaşkanı seviyesindeki ziyaretlere yer vermesi, Türkiye’nin ‘sadece’ bu ülkelerle iletişim kurduğu anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, cumhurbaşkanlığının haberi olan veya olmayan birçok görüşme yapılıyor. Ancak bunları kapsayan bir çalışma bir ülkenin sosyal ağını ortaya koymakta yeterli olabilir. Bir diğer ifadeyle, bir ülkenin birçok kademesi diğer ülkeler ile ilişkileri devam ettiriyor olabileceğinden, sadece cumhurbaşkanlığına bağlı bir veri seti dış ilişkiler üzerine genellenebilir bir yargı üretmekte noksandır.